Yaşlanmanın Sebepleri

Vücudumuzun yaşlanmasındaki en önemli etkenleri nolduki.com olarak sizler için derledik. İnsan vücudu koordine çalışması gereken bir sistemdir. Bu yüzden sağlıklı yaşlanabilmek için bütüncül sağlık programlarını uygulamayız. Eğer doğru beslenme, aktivite ve hayat tarzını benimsemezsek vücudumuzda çeşitli süreçler yaşanmaya başlar. Bu da zaman içerisinde yaşlanmamıza ve hastalıklara çok daha çabuk yakalanmamıza sebep olurlar. İşte bu süreçlerden bazıları şunlardır…

Oksidasyon

Kimyasal yapısında elektron eksikliği olan ve bu eksiklikten ötürü vücudumuzda kararsız halde dolaşan serbest radikaller esasında basit bileşiklerdir. Ancak bu bileşiklerin kararlı hale gelebilmeleri için vücuttaki diğer kimyasal yapıları araştırarak elektron almaları gerekir. Bu elektron transferi sırasında da elektron aldıkları yapıları kararsız hale getirirler. 

Esasında az miktarda serbest radikaller insan metabolizması için faydalıdır ve vücudun yaşam fonksiyonlarını düzenleyebilmesini için gereklidir. Hücrede oksijen solunumu yapılması sırasında üretilen bu radikallerin üretimi kontrol dışı bir şekilde artmaya başladığında vücudumuza zarar verir hale gelirler. Bu durum oksidasyondur. 

Çevresel faktörler, sağlıksız beslenme ve zararlı alışkanlıklar serbest radikallerin vücudumuzda birikmesine ve vücuttan atılamamasına sebep olur. Hücre yapısına ve hücre zarına zarar veren oksidayson zamanla insan vücudunun yaşlanmasına sebep olur. 

Metilasyon

Vücuttaki DNA ve benzeri diğer moleküllerin işlevlerini yerine getirebilmeleri için metil grubu bileşenlere ihtiyaçları vardır. Bu bileşenlerin metille birleşmesi anlamına gelen metilasyon DNA bölünmelerini engellediği için yeni hücrelere DNA hasarı aktarılmamalıdır. Geçirdiğimiz hastalıklar, kronik rahatsızlıklar ve iltihaplanma gibi bağışıklık sistemimizi alarma geçiren durumlar vücudumuzun metilasyonu doğru yönetememesine sebep olur. Metilasyonun doğru yönetilememesi de vücudumuzu hastalıklara açık hale getirir. 

Glikasyon

Kandaki şeker moleküllerinin miktarının artması ile bu moleküllerin kendilerini proteinlere bağlaması sonucunda glikasyon meydana gelir. Glikoz, fruktoz gibi şekerlerin kandaki proteine bağlanması hücre diziliminin bozulmasına sebep olur. Çarpraz bağlanan bu proteinler AGE’ler “Gelişmiş Glikasyon Son Ürünleri) üretmek için serbest radikallerle ve diğer toksik bileşenlerle reaksiyona girer ve hücre hasarının boyutlarının artmasına sebep olur. AGE bileşikleri yapısı bozulmuş hücrelere bağlandığında dokulara zarar veren kimyasalların üretilmesine sebep olacaktır. AGE’ler vücuttaki çoğu dokumuzda yer almaktadır. Yirmili yaşlardan itibaren artmaya başlarlar ve vücudu yaşlandırırlar.